Sevenler bu dünyaya özen gösterir.

 


Günaydın,

Uyandım ve sigara yaktım. Artık bana aşık olmamana savaş açacaktım ve ilk iş, evet sigara yaktım. Bu dünyadan korkakça erken yaşta gidecek ve beni sevmemenle ölerek başedecektim.

Yıla baktım sonra, sonra güne, sonra saate. Her şeyi tersten yapmaya ve seni sevmeye devam ediyordum ama kimin umurunda. Benim, değil. Sevilirken sevmeyi herkes becerir. Bana meziyetlerinizi serip durmayın. 

Ketıla su koydum sonra ve bu dünyadan gitmek istedim. Bi arkadaşımı aradım, ben bu dünyadan gitmek istiyorum sen de benimle gelir misin demek için, bunu diyebileceğim 1 kişi falan vardı, açmadı. 

Kahve yaptım sonra, annelerin tabiri ile zehir gibi, içtim belki de ve hatta içtim galiba. Biliyor musun, pazar günlerini hiç sevmem, ama nereden bileceksin değil mi, beni hiç sevmedin ki.

Sevsen belki hakkımda konuşurdun sağda solda, derdin ki "Pazar günlerini hiç sevmez." Ben de mahcup gülümser, evet derdim, pazar günlerini hiç sevmem. Leylakları çok sevdiğimi bilirdin misal beni sevseydin, peynir sevmediğimi, inanılmaz ama peynir sevmediğimi bilirdin, sevdiğim çok az peynir vardı misal onları alırdın bana, sabah kahvaltılarında. 

Kahvaltıları severdim çünkü hep sana kahvaltı hazırlamayı hayal ettiğim zamanlarda. Çünkü evde tek. Bir tane bile kahvaltı hazırlamadım. Ve skeyim yaz domatesinin üzerine ekilen kuru kekikleri. Sen yoksan. 

Bayat ekmek içine koyduğum taze kaşar ve ben. Kabuğunu soyduğum salatalık, tek poşetle demlediğim çay, bugün bana ağladık. Hep beraber. Salatalık dedi ki madem bana niye o kadar özen gösterdin. Dedim ki "Sevenler bu dünyaya özen gösterir."

Sen geçeceksin diye boğaz köprüsünün tozunu aldım bugün, ayın, camlarını sildim, dünyada ne kadar deniz varsa maviye boyadım ve rüzgarla esen yaprakların seslerini artırdım, sen bu dünyadasın diye dünya daha güzel bir yer olsun istedim.

Seni öyle seviyorum, seni, böyle. 

Comments

  1. Köprüden gecmeyi ne cok severdi/-k diye düsündü, yillar sonra ayni yerden ilk defa gecerken. Keske simdi arabada son ses bogazda turlasaydik, dönüsde kizkulesine el sallasaydik, hafif esintili bir Istanbul aksaminda.
    Ya da usul usul kar yagsaydi yaz günü, üsüseydik. Belki o zaman..
    Iskelenin yanindaki caycilari kaldiranlara okkali bir küfür salladi, ama olsundu, en azindan o bu sehirde yasiyordu, ayni havayi solumak, yürüdügü yerlerde yürümek.
    Ilk aksam heyecandan uyuyamadi, cikti dolasti, birlikte gittikleri yerler yoktu artik, hersey yabanciydi, ama olsundu, en azindan beraber yürüdükleri sokaklar duruyordu.
    Gecenin en güzel saatinde, 1 ekmek ve 2 simit aldi acik bir firindan. Kahvaltilik birseyler bakindi, bilirdi sevdiklerini, acik biryer bulamadi. Evinin önünde, karsi kaldirima oturdu bir süre, bi umut belki uykusu kacar, pencerede bi sigara icer diye..Hava aydinlanmaya, martilarin sesi daha cok cikmaya basladi..Eskiden olsaydi bi de Haydarpasadan tren sesi gelirdi diye düsündü.
    Ekmek posetini özenle apartman kapisina birakti, icindeki notla birlikte. Belki kar yagardi yaz günü usul usul, üsürdük..
    O gün geldiginde cocuk gibiydi, ici kipir kipir, gelir miydi, bilmem. Neydi bu, kirginlik mi, insan hic sevdigine kirilir mi, hüzün, yarim kalmis kirik dökük bir hikaye, ben sana dayanamam ki zaten..Leylak sordu rihtimdaki teyzelere, zamani degilmis..Papatya alacakti vazgecti, cesaret edemedi..Ne diycekti ki, alti üstü üc-bes laklak edeceklerdi.
    Sanki yillar hic gecmemis, tek eksik seslerini duymamalariymis gibi. Her zamanki birasindan söyledi. Dedi neden gelmedin Ist.a, gelseydin. Cesaeret edemedim diyebildi sadece. Oysa nereden bilecekti ki, sehrin üstüne üstüne geldigini, nefes alamadigini, yollarda yürüyemedigini, vapura binemedigini, icindeki yarayi. Zamanla kabuk baglarmis, dogruymus..Desmesine izin vermedi, bu sefer olmazdi. Ama olsundu, onu dünya gözüyle bi kere daha görmüstü ya, o bu dünyada bi yerlerde yasiyordu ya yetmisti ona.
    Oysa cok iyi bilirdi onu sevmesini ve güzel de..Cesaret edemedi, belki de yarasindan ötürü.
    Gidiyorum dedi, git diyemedi, kal da. Sarildi, sarilamadi. Agladi aglayamadi, mal gibi kaldi öyle. S.Abla caldi fonda, kolay olmayacak..Durgun deniz dalgalandi, bardaktan bosanircasina yagmur, firtina, kayalar yuvarlandi yollarimiza. Olmaz miydi yaz günü yagmur yerine kar yagsaydi usul usul, üsüseydik, kirmizi sarap sobanin yaninda, ciklota..

    ReplyDelete

Post a Comment

Popular Posts