Ben, bu, dünyaya.

 


Girdim nefes nefese dükkana, dedim merhaba, ben sarışın olacaktım. 

Hoş geldiniz dedi, buyurun lütfen sizi şöyle alalım. Beklemediğim bu nezaket nedeniyle afalladım çünkü dünyamızda kuaförler içeri girince gel buraya bok saçlı, ıyyyyy bu halin ne paçoz manitadan mı ayrıldın kızzzzz falan diye, anadilim olan ama anlamadığım bir dil konuşulan yerlerdir ve ben de o yüzden girmem. 

Oturdum gösterdiği koltuğa. 

Ne içersiniz dedi, size ne ikram edelim. Dedim bi fıçı efes alabilir miyim, ellilik, tutmaçlı bardak lütfen, böyle zamanlarda arjantin ismi asla aklıma gelmeyen bir ülkedir ama hemen tutmaçlı ülkesi aklıma gelir ve derim ki tutmaçlı bardak. Elimle de gösteririm hep. Yanlamasına yumruk yaparım yani. 

Maalesef efendim, dedi gülümseyerek, biramız yok, kahve verelim isterseniz. Dedim olur. Ben bu dünyaya uyum sağlamaya geldim aslanım siz benimle baş edemezsiniz. 

Nasıl olsun? dedi, dedim sarı işte ya sarışın, böyle sarı yapın işte saçımı kompil. 

Yok, dedi, kahveniz. 

Ne bileyim, kahve olsun işte içinde, sıvı olsun. Yeter bana. Ben bu dünyaya yetinmeye geldim aslanım benimle döğüş edemezsiniz. Türk kahvesi mi, filtre mi, makiyatosu karameli, serti laktozsuzu kafama serpti de serpti, ben seçebildikçe ayrıntı geliyor, filtre diyorum süt diyor, yok diyorum laktoz diyor, su diyorum buz diyor, olm yaşamaklar bu kadar zor olmamalı. Üstesinden gelemedim. Dilinizi anlamıyorum der gibi bakıp şey dedim. "Kafi piliğz, nomilk, teanks" dedim. Teanks derken böyle ea karışımı bir şekil yaptım ki inandırıcı olsun. Okey dedi gitti. 

Saçlarıma baktım sonra, sağa sola falan salladım kafamı, elimle tutup saçımın bi kısmını havaya kaldırdım, sonra bıraktım, sonra öbür yanına aynı şeyi yaptım, çünkü bu konulardan anlıyormuşum gibi yapmam lazımdı anlıyor musunuz. Boş gibi oturamazdım orada. 

Kahve ve nezaket sahibi kişi birlikte geldiler. Kahve adamın elinden tutmuştu bence ama insanlara sorsanız insanların dilinde bu konu bile adam kahveyi getirdi diye anlatılıyordu buna emin gibiyim. Nasıl oluyor da herkesle aynı dili konuşup hiç bir şeyi anlatamıyorum. 

Nasıl olsun? dedi, Dedim hah, bildiğim yerden geldi bu sefer, dedim sarı, saçlarımı sarıya boyayıp bana her şeyi unutturur musunuz lütfen. Sanırım son sorunun muhatabı değildi ki, mal mal baktı. Pardon? dedi, dedim hiç, ben bu dünyaya affetmeye gelmişim aslanım, siz benimle baş edemezsiniz. Kahveden içtim. Bok gibiydi tadı ve herkes benimle baş ederdi bence.

Biraz keselim o zaman dedi, dedim kes, ne kadar istersen, bugün nasıl uyandıysan öyle kes mesela, moralin bozuksa ve iyi gelecekse daha çok kes mesela, her şeyi halledecekse üç numaraya bile vurabilirsin hatta, ne demekse, kedilerimiz hiç ölmeyecekse kat kat bile yapabilirsin, sokak köpekleri bir daha öyle bakmayacaksa amerikano yap ya laktozsuz ve küt. Ne istersen. Yarraaam dedim, kes lan dedim, skik. Şaka şaka. 

Ben dedim gitmek istiyorum. Buradan. Şu önlük gibi bir şeyi çıkarır mısınız düğüm oldum. Tabi, dedi. Çıkardı. Daha iyi misiniz? Dedim iyiyim, ben bu dünyaya iyi olmaya gelmişim aslanım siz benimle baş edemezsiniz. Kasaya gittim sonra, sizin ne vardı dedi kız sakızını yaya yaya, röfleli balyaj mı vardı ne dombre vardı öyle bir şey dedim, bi de bi laktozlu ayran sıcak. Ne bileyim. 300 tela sizin dedi A ile. 

İyi dedim ben anlarım. 

Ben bu dünyaya anlamaya gelmişim aslanım, siz benimle baş edemezsiniz. 





Comments

Popular Posts