Sen olsaydın
Sen hayatında hiç kendi şahsi iradenle ebru yaşar
açmamışsındır, seni bu yüzden seviyorum, iyi geceler hangi bok gibi apartmanda
uyuyorsan allah o apartmanın da belasını versin.
Bazı şeylerden korktuğum apartmanlarda elimi tutmuyorsan ve
sadece gülümsüyorsan, bir kez bile beraber denize girmediysek her şey senin
suçun. Bu dünyadaki her şey senin suçun.
Bana ilk geldiğinde bu evi yaksaydım bunlar hiç yaşanmazdı,
ilk üzüldüğünde dünyayı, bi duvara çarpsaydım, bunlar hiç.
Sokaklarda kötüler yürüyemezdi o parkta elimi tutsaydın,
belki bütün dünyayı mutlu edemezdim ama seni ederdim. Elimi tutsaydın. Belki
tüm dünyayı değil ama seni süper kurtarırdım.
Şiirler yazardım sana ve bana, bok gibi şiirler, yine de
gülerdik, gülmekten iyisi mi var. Sen olsaydın.
Evim hep tertemiz olurdu sen olsaydın mesela. Sana aniden
yemek yapmam gerekirse diye o sarı bezi hep yerinde bırakırdım. Dolapta her
zaman güzel domatesler olurdu, kış bile olsa, ne olacak, yazdan kuruturdum, sen
olsaydın. Hep kekik olurdu evimde, yeşil zeytinin üzerinde seversin diye.
Sen olsaydın bozulan her şey için bir tamirci bulurdum hemen, hiç üşenmeden. Küflenen duvara bakıp, içinde patlayan boru yüzünden gelsin bi de bana patlasın götü yiyorsa demektense, bir adamı arayıp pardon derdim, gelip tamir eder misiniz. Çünkü senin küflü bir duvarla muhatap olmana tahammül edemezdim anlıyor musun, sen olsaydın.
Sen olsaydın saati ben kurardım, saatleri, onlar çalmadan uyanır kahve suyu koyardım, sırf uyanınca mutlu ol diye, uyandığında karşılaşıp çarpışacağın dünyaya daha güçlü başla isterdim, ben olsaydım, sabah yanında.
Şarkıları hep ben açardım. Sen düşünme diye. Canın ne zaman bi şarkı dinlemek istese, orada olur, ve o şarkıyı hatırlardım. Bunun için dünyadaki bütün şarkıları ezberlerdim biliyor musunuz. O an, hangi şarkıya ihtiyacın var bilebilmek için, tüm bildiklerimi unutur, dünya üzerindeki bütün şarkıları ezberlerdim.
Gelirken yoğurt alırdım sen olsaydın, bir kol dolusu siyah poşet yerine. Daha çok yaşayalım diye. İşte yoğurt ne yapacak bu hüzüm dolu ciğerlerimize ama olsun, bi umut, ben alırdım yine de.
Çamaşırları atardım çünkü sen onları sererken bana gülümsersin diye. Keşke bir balkonumuz olsaydı beraber. Eve gidince balkonda otururuz diye hayaller kurardık. Balkon eserdi. Belki sen bana bir hırka bile. Yok, bu kadar da olmaz değil mi.
Peki allahım, küçük bir şey soracağım, neden pek çok hayata sıradan gelen hisler, bize çok büyük hayal? Keşke sen de olsaydın. Cevap verme ağlarım. İyi geceler.
Comments
Post a Comment