Fark etmez.

Tekele girip bana bir sigara verir misiniz dedim, empati yoksunu adam hangisinden bakışıyla bakarken fark etmez dedim, kafamda çalan şarkıya uygun olsun yeter, bunu içimden dedim. Artık insanlarla hep içimden konuşuyor, tesellileri evlerin dış duvarlarında, özürleri günbatımlarında, beni anlamalarını denizde arıyorum. Daha iyiyim. İyi gibiyim. 

Sigara alıp bir yere oturdum çünkü fark etmez. Kafamda çalan şarkıya uygun olsun yeter. Kahve söyledim ve palavralar, hayattayım ve her şey çok normal. Güneş gözlüğümü takıp biraz ağladım. Bu da demek oluyor ki güneş hala var.

Kahvem gelmişti ve susamıştım ama garson çocuğa neden insanlara kıymet verdiğinde onların götü kalkıyor diye sorarım diye korktuğum için su isteyemiyordum. Su yerine önümdeki kahve, insanlar yerine de kafamdaki şarkıyla devam etmeye karar verdim. Eminim daha buradan çıkarken bu kararımı yere düşürürdüm ama olsun.

O kadar kırılmıştım ki oturduğum fark etmez yere gelene kadar kendimi yerlerden toplaya toplaya gelmişim oturunca fark ettim. Fark etmez fark etmez yerlerde oturduğuma göre kendimi evimle bile avutamıyor olmalıydım. Neyse sakindim. Çocuğunu okuldan alan anneleri izlediğime göre bir okulun karşısındaydım, bu da demek oluyor ki hayattan çok uzaklaşmamışım. O kadar da kırılmamışım. Fark etmez.

Hayatımızda olan insanlara hayatımızdalar diye şaşırmayı ve sevinmeyi bırakmazsam daha çok kırılırım çünkü normal insanlar böyle yapmazlar değil mi. Soru değil noktalama işaretinden belli olduğu üzere. İnsanlar hayatımızdaysa sigaraları var mı diye düşünmeden evden sigarayı alıp çıkabiliriz mesela değil mi.

Ya da kızabiliriz onlara mesela hmmmmm çok çok saçma bir nedenle, mesela sevdi diye. Çünkü zaten hayatımızdalar daha ne olsun. Fark etmez. Hayatımızdaki insanları tekmelemeliyiz. Fiziksel değil.

Bana bir kahve daha verir misiniz çünkü evime gitmek bile bana kendimi iyi hissettirmeyecek ve bunu anlamamaya ihtiyacım var. Teşekkürler.

Neyse, ne dicem, bana kalırsa sevdiğimiz insanları sevmeliyiz ya.

Comments

Popular Posts