Oyun
Merhaba,
Yine kendimi bir oyunun içine attım. İçimden dedim ki, şu dünya üzerinde kendimi en ama en iyi hissettiğim an yazı yazdığım anlar. (Bir de yüzmek ama evimin içinde havuz olduğu zamanlara kadar bunu kimseye söylemeyeceğim çünkü ağlarım.) O zaman dedim, kızım dedim, mal dedim mısın dedim, neden yazmıyorsun?
Aldım telefonu elime açtım whatsapp'ı dedim Esra, hadi oyun oynuyoruz, bana bir kelime ver, ya da kelimeler, ne olursa, renk olur, sebze olur, bir şarkı, yahut şiir, ağaç, hava durumu her şey, bir hafta süremiz var, o kelimeye bir hikaye yazacağız, her pazartesi de birbirimize göndereceğiz, tamam mı tamam, ver hadi dedim, biraz düşünüp şey dedi "acılı anne" gdshdjshgjd
Bak bak çakalın verdiği ödeve bak, şimdi beni alacak duvardan duvara vuracak, acıklı acıklı şeyler yazdırıp okuyacak falan, dedim okey lan sen görürsün gününü, şuna acılı adana tarifi veren aşırı komik bir kadının hikayesini anlatayım da tersten görsün jhgfjhdgf ama yazamadım, yani nasıl oldu anlamadım ama günler bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor. (cümle bi tanıdık geldi di mi, teoman'dan çaldım, hiç de sevmem kendisini bu arada abi selamlar aylecek dinliyoruz)
Neyse ben yazamadım yazamadım, pazartesi geldi Esra ÇAT diye attı kafama yazdığı öyküyü. Öykü nasıl başlıyor biliyor musunuz, "Acılı anne Adana'daydı." hdfgjhsdgfjhsgd şerefsiz ya. Aynı kafamdaki tarz bir şey yazmış kaldım öyle mal gibi. Hala da yazamadım bu arada, ikinci kelimenin haftasındayız ben hala tivit atam, dilekçe yazam, insan boşayam. Oturup bir cümle kurmuşluğum yok hikayelere dair.
Öyle işte, şey dicem, Esra'yı bazen hayali arkadaşım sanıyorum. Bazen böyle yazışırken falan, diyorum ki bu kızı herhalde ben uydurdum ya, aklımdayken bi doktora falan gideyim, sonra gitmiyorum, öyle öyle vakit geçiyor. 20 yıldır falan arkadaşız sanırım. Bayağı bir vakit geçmiş hakikaten. Geçen sene bu zamanlar mı ney, işte patron Hollanda'ya taşınıyor ben kovuluyorum falan allahım napıcam boku yedik minvalinde ağlayıp duruyorum, Esra'ya yazdım dedim bok gibiyim ya, nasıl başedeceğim hayatla bilmiyorum, korkuyorum yeni bir yola girmek feci geriyor bu yaşta falan, o da gaz veriyor, saçmalama olur mu harika olaylar bunlar işte kendi işin kendi keyfin vs, dedim okey, zorda kalırsam arkadaşlarım falan var abi değil mi çok da şeyapmayayım, topladım şimdi kendimi azcık teşekkürler dedim, dedi ki;
fhgkdjfhgkjdhfgkjdhfkgjhdkjfghkdfh Allah sizi kahretmesin kere kahretmesin ya ne diyebilirim ki daha.
Hadi yatayım ben, oyun bitmedi bu arada, "acılı anne" diye altına sçırtmalı üzgün bir öykü yazıp Esra'yı ağlamaktan yerlerde yuvarlayacağım böyle bir karar aldım, ne de olsa hayali arkadaşım.
Sevgiler,
Özlem.
"Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu."*
*Oğuz Atay - Tutunamayanlar
Comments
Post a Comment