Geçer
Az önce elimde bira kanepede oturmuş dümdüz halıya bakarken aniden şey dedim.
"Azıcık camdan sarkayım, belki geçer."
Başıma neler geldi, başımdan neler geçecek hiç bilmiyorum bu arada, az önce dev bir sinir gelmişti misal, mouse çalışmıyor diye, acaba onu mu kast ettim, yoksa içinde bulunduğum bu siktiğimin hastalığını mı, genel olarak hayat geçer belki diye mi kendimi teselli ettim, yoksa bir duvara olan bu aşkım mı geçecek olan, aniden gelen ağlamalarım mı, önümüzdeki kış mı, ne geçsin istedim o camdan sarkarken hiç bilmiyorum. En son camdan sarkmış aşağı bakarak geçsin diye ağlıyordum. Allah bey'in o esnada beni dinleyesi tutsa, size yemin ediyorum, tamam kız dese, geldim, geçiricem, ne geçsin? Mal gibi kalırdım kesin, mavsımı tamir et böhüaaaaaaaaaaaaa falan derdim.
"Bi sigara yakayım, belki geçer."
Camdan sarkan belden yukarımı tutup içeri soktum, gel bir sigara içelim. Belki geçer. Ya amına koyim ne geçecek ya ne? Kafamdakilerden biri buna acil cevap versin yoksa ambulans çağırır hepinizi tutuklatırım. Çakmağa uzandım. Sarma sigaraya geçmek bana, ciğerlerime ve allaha iyi gelmemişti ki yine belirdi, yok yok bu sefer allah değil, ciğerlerim. Senin dedi içeceğin sigarayı sikeyim. Hiç bir şey geçmediği gibi bir de azar yemiştim. Yaktım. Sinirden başıma ağrı girmişti, o bile geçmedi, benim ben gerçekten, içeceğim sigarayı sikeyim.
"Gel mutfağa gidelim ya tamam, bi bira açalım, belki geçer."
Aynen geçer. Neler neler geçmedi ki. Hadi gidelim ya, mutfağa gidelim bi bira açalım, teletabiyiz ya biz, bi bira içince her şey geçer. Hadi lan, elele tutuşalım, dansederek mutfağa gidelim, zıplarız bile belki. Ben, kafam, öksürüğüm, halsizliğim, sinirim, baş ağrım, bozuk mouse, aniden gelen ağlamalarım, bir duvara olan aşkım hepimiz elele tutuştuk zıplaya zıplaya mutfağa gittik, neymiş bira içersek geçermiş. Dolabın kapağını açarken meydan muhaberesi çıktı, sinirim dolaba kafa attı önce, baş ağrım orada bayıldı, naçar aşkım bi kenarda olanlara ağlarken bozuk mouse dans ederek gülme krizine girdi, halsizliğim ambulans çağıracaktı ki, ÇAT kafam müdahale edip, evet, buzdolabının kapağını açtı. Çat, birayı dikip, çok pis bağırdı. SUSUN LAN dedi, HERKES ÇABUK SUSSUN.
"Uzansak mı biraz ya, biraz güzel hayal kurarız, belki geçer."
Herkes hizadaydı. Baş ağrım biraz soluk alıp hayal mi kuruyoruz diyecek oldu ama diğerleri onu susturdular. Kafam sakince en önden "Aslında var ya biraz güzel hayalimiz olsa, belki geçer." diye kısık sesle söylenerek yürümeye başladı, sinirim, bozuk mouse'a baktı, mouse'ın gülme krizi geçmişti, güzel hayal düşünmeye çalışıyordu, halsizliğim baş ağrımın elinden tutmasıyla yerden kalkmıştı, gariban aşkım deseniz yazık, elinde bir parça kağıt havlu, zaten hayallerde yaşıyor, hayal lafını duyar duymaz duvara tutuna tutuna kendi kendine kalktı, kafam baktı sakince arkasına, elinde bi bira, herkes arkasında.
"Aslında" dedi "Var ya, biraz güzel hayalimiz olsa, hepsi geçer."
Comments
Post a Comment