Gün
Günaydın sevgilim,
Yaz gelince içimde yazlık yerlerde esen rüzgarlardan esiyor. Bilirsin. Havada hafif nemli bir hasır kokusu olur, güzel saçlı bir kadının şampuanı, kırmızı sardunyalı bir balkondan gelen rakı, ta içinden gülümseyen dişlek bir çocuğun gazozu, aaaaaaa aklıma ne geldi, bi keresinde seninle otururken yan masada aşırı gürültü yapan çocuk aniden gitmişti de "ÇOCUĞU ÇÖPE Mİ ATTILAR?" diye sormuştum ya, aynı şu yukardaki dişlek çocuk gibi gülmüştün.
"Atmamışlardır ya." dedin. Günaydım sevgilim. Elimi tut, kafamın içindeki tüm soruları sana sorabilirim.
Günaydın sevgilim,
Buraya gelirken terk edilmiş bir yenidünya ağacı gördüm. Buraya derken, bu zamana yani, 40 yaşıma. "Ohoooo neler neler görmüşsündür o zaman neden sadece terk edilmiş bir yenidünya ağacı?" demedin, ha bu benim kafama ne kadar da hazırlıklıydın. Gözlerimi belertip kocaman meyveleri vardı ve etrafında bir tane bile insan yoktu demedim. Dönüp duran dünyada bir de terk edilen yenidünyaya üzülmeni istemem. Bu mektupları da o nedenle yazıyorum zaten, sen hariç herkese göndereceğim.
Günaydın sevgilim,
Bugün uyanır uyanmaz sigara içmedim. Başucumda bir tane bile su yoktu ama sana hiç küsmedim. Yaşlılara yer, göz göze geldiğim insanlara gülümseme, garsona bahşiş, kediye öpücük, sevdiklerime önem, allaha şükür, verdim. Hayır seni sevdiğim için daha iyi bir insan olduğumu iddia etmeyeceğim. Ben buraya yalnız geldim. Ve her yalnız gibi, iyi bir insan olmaya çalışıyorum.
Günaydın sevgilim,
Bugün bilmediğin bir yere gitme olur mu, sen ne olduğunu anlamadan yeni olgunlaşmış bir karadut bembeyaz gömleğine düşüp seni yaralarsa çok üzülürüm. Susayıp su almak için etrafına bakındığında az uzakta market diye gördüğün yerin market çıkmaması beni mahveder. Biraz soluklanayım diye oturduğun bankın sallanması, yüzünü yıkadığın yerde kağıt havlunun kalmaması, şefkatle gülümsediğin bir yavru kedinin ellerine saldırması canımı yakar.
Günaydın sevgilim,
Bu mektubu okuyacağını bilseydim sadece yazlık yerlerden bahsederdim.
Comments
Post a Comment