İyiy
Yok ya, iyiydim. İyiyim yani. Kalktım bir kahve suyu koydum önce, sonra ketılı camdan attım. Benim şahsi meselelerim yani sonuçta bana ne. Biraz volta attım. Herkesin kendi hapishanesi neticede değil mi, kime ne. Düşünceli görünmeye çalıştım ki duvarlar sorsun, ne oldu diye. Sormadılar. Aman zaten size bir şey anlatmayacaktım.
İnanır mısınız bu evde yalnızlığımla ve suskunluğumla tanınırım. Külliyen yalan, yeşil abajur var ya salonun ortasındaki, hep onun uydurmaları bunlar. Derdi ne benimle bilmiyorum, arada bir tozunu bile alıyorum.
İyi fikir. Biraz temizlik yapayım. Sonra da binayı ateşe verirdim. İyi gelir. Yok ya, iyiydim. Tanıdık biralar var kötü hissetsem onlardan içerdim.
Biraz camdan dışarı bakıp keşke evde bir ağacım olsaydı diye düşündüm. Şimdi ne güzel tırmanıp en üst dalına oturur kendime oradan bakardım. Bakalım bütün bu olmayanlarla nasıl başa çıkacaktım. Olanlarla başa çıkma konusunda iyiydim. Misal kombi bozulsa, önce biraz oturur ağlar sonra soğuk su ile duş alırdım, saçlarım beyazlasa örneğin, önce biraz oturur ağlar sonra çıkıp bir kuaför bıçaklardım, karnım acıktı diyelim, önce biraz oturur ağlar sonra ekmeğin içine peynir koyup onu sokak kedilerine verirdim. Ama işte olmayanlarla nasıl baş edecektim.
Neyse ne anlatıyordum, heh iyiyim. İyiyim yani biraz başım ağrıyor sadece. Arkadaşımın doğum günümde hediye ettiği büyücü kadın da aynısını söylemişti. Başın ağrıyor diye. Hah dedim aynısı, aynı ben işte. Kalkıp bir majezik alayım, sonra da kafama sıkarım. Sevdiğim bi şarkı açarım. Oje sürerim. Sonra bira içmeye gideriz arkadaşlarla bam bam bam hayat devam eder ne bileyim diyorum ya iyiyim neticede.
Comments
Post a Comment