First date

 

Ben istiyorum ki ilk buluşmamızda sen zile bas, ben sana kapıyı açayım.

Olanca pijamalarım ve alelade giydiğim bir tişörtün üstüne geçirdiğim hırka ile, yün çoraplar ve onlara hiç uymayan ev terliklerimle. Saçlarımın hepsi birbirinden dağınıkken. Yarın sabah kahvaltıya giderken topukları çeker saçları toplarız, ama şimdi değil. 

Dünyanın en korkmuş insanı olayım misal kapıyı açtığım an, saklanacak yer arayayım, allahtan bile, ki allahı severim bu konuyu konuşmuştuk, zerre güven duymayayım, kendime bile, ama sana kapıyı açayım, sen de hiç korkma, dertten, tasadan, korkmaktan, benden, çünkü takımları çeker güleriz yarın, ama ilk buluşmada değil.

Ben istemiyorum ki ortamların en şekil kahvecisinde akşam saat 8 de buluşup birbirimize sakince gülümseyelim, onları sonra yaparız, yarından sonra, ya daha sonra, ama şimdi sen zile bas, ben sana kapıyı açayım ve bazı şarkıları dinleyelim. 

İlk buluşmayı sonra yaparız. 

Ben istiyorum ki ilk buluşmada benimle tanış. 

Ev pis diye özür dileyeyim senden, sen önemseme, "benimki de bazen öyle" de, gülümse, ellerinde çiçekler olsun, ben de sana gülümseyeyim, kediyi sev, beni güldür, beni uyut. 

Geri her şey hallolur, gerçekten.

Bana güven. 

Sonra yaparız first date falan ama şimdi bana inan. 

Ben sadece istiyorum ki ilk buluşmamızda 40 yıldır her şey, hep böyleymiş gibi, sen zile bas, ben sana kapıyı açayım. Çünkü öyle hissediyorum. Çünkü kırk yıldır

sadece 

sevilmeye ihtiyacım var. 

https://www.youtube.com/watch?v=b-CV0StZ8cI&ab_channel=TrArabesk