Volta




"Taş bassın yerime dedi gönlüne,
Emri olur, başım gözüm üstüne."


Bir sokak var yaşadığım mahallede, adını vermek değildi niyetim aslında ama lazım gibi hissettim şu an, Ayrılık Çeşmesi Sokağı, bu aralar dışarı çıkmanın serbest olduğu her gün orada volta atıyorum. 17. yüzyıldan beri adı böyle mi bilmiyorum ama 17. yüzyıldan beri anlamı böyleymiş, ayrılık çeşmesi yani, savaşa gitmeden önce vedalaşılan, son suların doldurulduğu, son kez bakışılan, son kez sarılınan çeşme, o çeşmenin bulunduğu sokak. Bir yanı küçücük iki katlı evler, diğer tarafı çok eski bir mezarlık. İstanbul'da tanıştığım leylak ağaçlarından biri de bu sokakta.

"Bakmasın demiş bir daha yüzüme,
Emri olur inansın bu sözüme."

Önce bi bakıyorum sokağın başında durup, sonuna kadar görünmüyor ama güzel görünüyor, sonra elimi cebime atıyorum, bir çakmak bir sigara, bir taş. Başlıyorum yürümeye, kafamda bazen müzikler, bazen şiirler bazen annem hakkında bir anı, sevdiğim kişiler, bazen bu dünyada yalnızım, bazen ikiz bebeklerim var, bazen ağlıyorum, bazen gülmekten gözümden yaş geliyor, yürüyorum sokakta. Ayrılık Çeşmesi mahallenin tek yokuşsuz sokağı bir de, Allah bu sokağa bu kadar bir isim koyunca üzülmüş bence, bari yoluna yokuş koymayayım demiş. Keşke benim de adımı koyarken böyle insaflı olsaydı.

"Almasın demiş adımı diline,
Vay ben ölem atın toprak üstüme."

Yürüyorum böyle sokağın sonuna kadar, bazı yerlerde ev yok, yüzüme güneş vuruyor, yavaşlıyorum oralarda, rüzgar esiyor kimi zaman fena, keşke hırka alsaydım diyorum, sigaram sokağın yarısını az geçince bitiyor, orada leylak ağacı ile karşılaşıp onunla koklaşıyorum, yüzümde salak bi gülümseme, yüzümde salak bi yaşamak, yüzümde salak bi inanmak. Hala ve her şeye.

Ben hala ve her şeye inanıyorum biliyor musunuz inanılmaz bir salaklık. Allah'a inanıyorum, dünyaya inanıyorum, aşka inanıyorum, çocuklara inanıyorum, gülümsemeye inanıyorum, sevgiye inanıyorum, güneşe inanıyorum, astrolojiye inanıyorum, uzaylılara inanıyorum, bill gates'e inanıyorum, meryem'e inanıyorum, şiirlere inanıyorum, dostoyevski'ye inanıyorum, en ufak bi inanmak gördüm mü dayanamıyorum, yapıştırıyorum inanıyorum.

Neyse ne dicem inandık bitti djhkfjdh seni de o sokağın başında terk ettim. ya da sen beni, fark etmez, kazanmaya yahut kaybetmeye inanmıyorum.

Bi yol var, yürüyoruz, o yolu en güzel, en nazik, en sakin yürüyen kazanacak. Kazanacak dediğim huzurla uyuyacak. Buna inanmak istiyorum.

İygeceler. arkada çalan şarkı buydu, https://www.youtube.com/watch?v=AY002EbA9DI

Comments

Popular Posts