Tanrıdan diledim.

BU
GÜN
BAY
RAM
ER KEN
KAL
KIN ÇO
CUK LAR

sjdhfdjshfs
şaka şaka yatın lan bayram falan değil.

Naaaaaaaaaps.

Günaydın herkese, bugün de size bugünümü anlatmaya geldim ama her gün buraya gelip merhaba size bugünümü anlatmaya geldim diyerek hiçbir şey anlatmıyorum he fark ettiniz mi, yok marulla konuştum, yok kekik aldım kafam kadar, bonnnnboş muhabbetler bonnboş, sabah öğlen akşam gece akşamüstü sabaha karşı kuşluk, habire bağıran o amcalar gibi, kfjkd kaç vakit oldu ya fena salladım galiba, ama en azından ben elimde megafonla camınızdan içeri girmiyorum :d nys.

Günaydın herkese, bugün booonboş yazmak istemiyorum, size hikayeler anlatmak, umutlar vermek, ne bileyim evinizin içine güneşler tıkmak, kafanızın içine hayaller sokalamak, burnunuza leylak kokuları hatırlatmak falan. Belki yapabilirim bi deneyeceğim.

Günaydın herkese, bugün de yine sabah 6'da ağzımda oturan bir kedi ve gördüğüm biraz korkunç rüyalar nedeniyle hık diye uyandım. Rüyanın en son sahnesinde "Kadın doğuruyor ya yetişin" diye bağırarak bir ambulansı tekmeliyordum, rüyanın evvelinin zorbalığını siz düşünün. Ya da düşünmeyin kıyamadım, sonra aniden uyandım baktım tavan var, kendi şahsi tavanım, yani kiralık tavan, şahsi dediysem o kadar da şahsi değil ama buna da şükür, yatak odamdayım, kedi var ağzımda, patisi boynuma dolanmış, bi rahatladım.

Günaydın herkese, kalktım kahve suyu koydum, banyoya gittim yüzümü yıkadım, gözümdeki arpacığa merhaba dedim, merhaba hayat arkadaşım artık ama bu senin yaptığın ayıp değil mi, kahve yaptım, yatak odasından telefonu aldım, salona geldim, camı açtım, geri geldim, oturdum, telefona baktım, saat 6. Sabahın altısı, yazıyla altı. Rakamla 6. Büyük harfle ALTI, 6. Hay skiym dedim, kanepeye devrildim yanlamasına. Uyumuşum.

Günaydın herkese. Böyle yıldızlı kalpli çiçekli hapharika bir mesajın sesine uyandım. Mesaj sesi hep aynı da güzel mesaj gelince bence tonu değişik oluyor, insan hissediyor yani, ben hissettim. Dups diye uyanıp bu kez doğru bir kahve suyu koydum. Yanlış bir saatte yapılan doğru bir kahveydi ama yani o mesajı kutlamalıydım anlıyor musunuz. Gülümsedim. Cevap yazdım. Gülümseyerek.

Günaydın herkese, ben cama tünemiş günlük güneş ihtiyacımı yiyorken karşı apartmandaki konşu çok güzel müzikler açmıştı. Ve içerde basket oynuyorlardı sanırım sdhfjshfs çok bakamadım ayıp olmasın diye o tarafa ama bi ara uçan adamlar görünce basket oynuyorlar diye düşündüm, kediyle döğüştük camda kim oturacak diye, kısmen kazanıp kısmen tırnak yedim böğrüme. Sonra arka bahçedeki kedileri besledim pencereden, kavga çıktı hişşşşşşşşşt diye bağırıp ayırdım, evi süpürdüm, sildim, bulaşık yıkadım, hamur mayaladım yıllardan sonra ilk kez, ki yemek yapmayı çok severim, hamur işlerini beceremem sanıyordum, sonra duşa girdim çıktım, kocaman bir hamur.

Günaydın herkese, hamur kişiden ceviz kadar parçalar koparıp yuvarlayarak poğaçalar yaptım. Bitirince çörekotu serpip fırına attım. Sonra bi çıkardım ki mükemmel poğaçalar var evde böyle harika kokan, sabah güneş varken evimi güzel müzikle dolduran konşuyu aradım dedim kapıyı açın, onlara gittim poğaçaları uzattım böyle fırından yeni çıkmış, bi bardak çay iç dediler, çok mutlu oldular, ben de mutlu oldum, tamam dedim, balkonlarına çıktım, orada otururken yepyeni bir ay bir de çok parlak bir yıldız gördüm gökte. Çok güzeldi. Benim camımdan görünmüyordu bu kadar gökyüzü. Manzara için teşekkür edip çay içmeden çıkıp evime geldim. Bi terslik yoktu ama yanlış anlatmayayım, manzaranın heyecanıyla çayı falan unuttum yani, ben gideyim deyip evime geldim. 

Günaydın herkese, sonra kızlarla randevum vardı, kızlar yani gonca ve zeynep. Üniversiteye kayıt olurken kayıt sırasında tanışmıştık, kayıt sırası dediğim baya sıra bu arada bankamatik sırası gibi düşünün, o zamanlar öyleydi bu işler. 20 yıl önce yani. 1999. Sonra üstünden yüzyıllar geçti yani yirmi yıllar, neler neler yaşandı, evlenildi, boşanıldı, yeğenlerim oldu, ama biz hep aynı naaaaps kızlar. Zeynoşun bebesi az rahatsızmış randevuyu iptal ettik, Leyloşa havadan öpücükler gönderdik. Olsun dedik biz hep buradayız zaten. Biz. Hep. Buradayız. Zaten. Yüzde yüz bu cümlenin arkasında olmaktan büyük gurur duydum.

Sonra kayınçomla konuştum. Miray'a komikli şeyler attım, Güney'e yazdım, Hasibe'ye sardım, biraderimi özledim, Merve'ye foto attım, Esra ile hayal kurdum, Dilay'a mesaj attım, annemi yedi kere aradım, kardeşimin kayınvalidesini güldürdüm, Zaferi aradım, Keremle mesajlaştım, güzel müzikler açtım, mum yaktım, gökyüzüne baktım.

Adı Bahar olsun dedim. Leylaklar koksun, denize yakın olsun. Bu kadar.

Tanrıdan diledim.
Bu kadar dilek.