kara



Merhaba,

İçimde iyiliğe dair hiçbir şey kalmadı biliyor musunuz.
Aniden oldu.
Kaldırımda yürüyordum, nereden gelip nereye gittiğim hakkında bir fikrim yok şu an, bi baktım, içimde iyi tek bir şey yok, içim karamsarlıklarla dolu, içim ölümlerle, içim haksızlıklarla, içim nefretle, adaletsizlikle, sadece bunları harlıyor her bir yerim ayrı ayrı.

Önce sakince nefes alıp verdim, dedim bir yerlerde hala bir iki güzel hayal vardır, böbrek üstü bezlerinin oraya baktım ilk, kara böyle is kaplamış güzel bir şey düşünmemekten artık, çekildim oradan, canım kara ciğerim sen beni seversin, bana güzel bir şeyler anlat da dinleyeyim, tık yok, sinirli sinirli bakıyor git biraz enginar ye der gibi, kalbe geldim, duman altı, bir şey desem ağzıma sıçacak, kaçtım, beynim desen bu ara habire bir yerlerde çok önemli bir şeylerimi unutuyor belli ki  bana küs, elim kolum zaten yorgun, mecbur çıktım.

Montun cebine mi bakmalıydım, çantanın gözlerine mi, ben kendimi bilirim, benim hala bir yerlerde iyiliğe inancım kesin vardır buna emin gibiyim, eve gidip bazanın altına da bakayım dedim, eve gittim.

Yok.

Bazayı açtım, kullanmadığım yastıklar var ve bazı yetkililerin yüzsüz açıklamaları, buzdolabını açtım, yoğurt var ve beni zor durumda bırakanların utançtan yoksun merhabaları, salona gittim, bakamadığım çiçekler ve tek başınalığım.
Başının çaresine baklığım.
Bakmışlığım.
Bakacaklığım.

İyiliğe inancım beni bırakmamıştır, buralarda bir yerlerdedir biliyorum ama daha ne kadar her inandığım şeyin beni bırakmasına rağmen devam edebileceğim bilmiyorum.





"Niçin ben iyilik güzellik, yücelik gibi şeyler konusundaki anlama gücüm arttıkça, bataklığa daha çok gömülüyor ve boğulacak duruma geliyordum?"
*Yeraltından Notlar - Dostoyevski

Comments

Popular Posts