O neydi g
Merhaba,
Sevgili arkadaşım Miray'ın bir lafı var, "O NEYDİ GIZ" diye, cümleye başlama seviyemden sözün de atasözü kıvamında tumturaklı oturaklı sarsıcı tokatçı falan bir cümle olmasını beklentisini yarattım sanırım ama değil. Düz. "O neydi gız." Soru cümlesi bile değil.
Böyle ani bir iş yığılması olur, bir saatlik bir toplantıda bir senenin davasının kapışması döner, bir beyin fırtınası lazım olur yapar çıkarsınız beyinde nöron kalmamıştır falan gibi durumlar işte, biter çıkarız, yalnız kalıp sigaraları yakarken Miray'la gözgöze geldiğimiz o an boş boş bana bakıp "O neydi gız" der. Bugün de tam öyle bi gündü.
Takribi 5 dakika evvel ekrandaki word sayfasını kaydedip kapatıp bir sigara yakıp boş boş bakarak aynı lafı dedim. Kendi kendime dedim.
Sabah uyandım, kedi ameliyatlı, gergin uyumuşum tüm gece, kötü rüyalar, bi uyur bi uyanık haller sabaha kadar, kalktım sersem, yürüdüm düz, kahve suyu bas, tuvalete git, internetlere bak, arada rüyaları anımsa rüya yorumlarına bak, "zevc'inizden alacağınız kötü havadise delalet olup namazınızı aksatmamanız tavsiye olunur" yorumlarını oku, la zevci mi kaldı yıl 2019 diye söylenerek rüya yorumundan çık, tivitıra gir, "bismillah tbmm daha açılmadı la, henüz kapının önünü yıkıyorlar fortumla" deyip oradan da çık, instagrama gir, "Biri brownie mi dedi????!!!!!" paylaşımını gör "Yok bacım demedik bi şe ya sabah sabah valla demedik paylaş geç işte kafana göre" de çık, en son yüzünü yıka banyodan da çık.
Kahveyi yaparken başka bir sevgili arkadaşım yazdı. "Özlem" diyor. Ulan yüreğime indi. Çünkü normalde şahsıma seslenme biçimi "Öz, Naaaaps, Şşşşş, Beyb, Huop, Kayınçom" falan olan insanların "Özlem" deyip sessizce cevap beklemesi iki anlama gelir.
1. Tutuklandım 2. Boşanıyorum
"Savcılıktan aradılar dolandırıcı sandım değilmiş." diyor. Tamam, sakin, ne yazıyor kağıtta, dosya numarası söyle, onu ara, buna sor, öğrendik. TCK 216, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" Gidip dosyaya bakmaya vakit de yok bugün, nereden geldiler, kim diyor, nasıl yaptık, hiç bir bilgimiz yok. Esasında baksanız bize şöyle bir, bırak halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmeyi, birimizin bir diğerini bira söylemeye ikna etmeye bile mecali yok. Neyse diyoruz, hallederiz.
Sonra başka bir arkadaş arıyor, bir dosyada mağdur/şikayetçi sıfatında. Dosya hayli utanç verici. Suçu işleyen için tabi. Fakat hadise basın tarafından öyle bir ele alınmış ve değerlendirilmiş ve yayılmış ve hatta yargı merci imiş gibisine değerlendirilerek karar verilmiş ve çaaaat çaaat tüm internete öyle bir basılmış ki, arkadaş utançtan yerin dibine giriyor. Açıp bakıyorum, kadının fotoğrafı, yaşadığı semt, başına gelen olay, karşı tarafın adı, ne ettiği ne yaptığı, DEĞİŞİK BİR PLAN, İNANILMAZ DÜZENEK falan diye sunulmuş. Ulan senin ilginç plan dediğin şey suçun ta kendisi??? Üstelik suçu işleyenin değil mağdurun fotoğrafları var boy boy?? Haydaaaa, tarıyoruz, batıalanyanoktakomtere'den milliyetcomtere'ye gerçekhaberlerdatkom'dan bursayerelhavadislernoktaorg'a 180 tane url'de zavallı adamı kışkırtan ve manyak manyak işler yapmasına sebep olan müvekkilim hanımın boydan vesikalık selfie vs her türlü fotoğrafı.
Aklıma Nevin Yıldırım geliyor, Şule Çet geliyor, ufacık bir düşünsenize, Münevver'in, Şule'nin, Çilem'in, Nevin'in hepsinin saçının renginden kaşının biçimine, bakışından gülüşüne, hepsinin ama hepsinin yüzünü biliyorum, rüyama girseler bile tanırım. Direkt bu kötü bir şey diye demiyorum. Ama hiç birinin katilini, yarın sabah dolmuşta yanımda otursa dahi tanımam. Net bir şekilde tanımam. Yüzlerini hatırlamıyorum, şu an hatırlamaya çalışıyor yine beceremiyorum. Bu hırsla yazıyorum Erişim Engelleme istemi dilekçesini. Erişim engelleme isteminde biz mi bulunmalıyız abi böyle bir hadisede, biz neden utanıyoruz, ne kadar acı verici. Neyse, hallederiz, halledicez.
Sonra kalkıyorum bilgisayarın başından toplantı var, saçımı fönleyeyim, ne giyeceğiz, ilginç bir planmış, senin atacağın başlığı skiym ya, rimel süreyim, abi nasıl halkı aşağılamak ya yok artık, kız bu pantolonla hangi ayakkabıyı giyiyordum ben, alo, tabi abi müsaitim, tamam abi gönder sen ben inceleyeyim, hay skim bu gömlek ütüsüzmüş, kedi mamayı yedi mi ya bak inşallah küsmez bu sıpa bana şimdi kısırlaştırdık diye, kahve içem, aa bir şey yemedim, boy boy fotoğraf koymuş arsızlar ya, kartal'a da gitmek lazım daha hakimle konuşcaz, kız kirayı ödedik mi bu ay, kediye bakam, evden çıkam. Hallederiz, halledicez.
Toplantıya giriyoruz, eğitim, söyleşi gibi esasında daha çok. Konular çok acayip. Grup halde çekilen fotoğrafta gülümsemeye utanan bir grup insana dudak büzmeli selfie çekmeyi öğretecekler eğitimi gibi falan düşünün. Yok artıklar, ay ben utanırımlar havada uçuyor. Herkes mahçup, herkes işini layıkıyla yapan, herkes yaşama bir tane bile olsa gerçekten bir güzellik katmaya çabalayan minnoş minnoş insanlar. Ama hepsi, zamaneye ilişkin bir şeyleri yanlış yapıyor. Olsun diyoruz nazikçe gülümseyerek, hallederiz. Halledicez.
Eve geliyorum, kediyi öpüp, kahve yapıp, yukarıda bahsi geçen 180 Url'nin dilekçesine devam ediyorum. İçim soluyor, sensin be halkı aşağılayan öf diye bilgisayara bağırıyorum, kediyi öpüyorum, kahve yapıyorum, linkleri okuyorum, dilekçeye güzel bir cümle yazıp seviniyorum, İnstagramdan Nazlı'nın saçının rengini çok beğenip ona yazıyorum, kalp atıyor içim açılıyor, tck 216 yazıp yargıtay kararı okuyorum, içim daralıyor, kediyi öpüyorum, ekrana boş boş bakıp şey diyorum, o neydi g
Comments
Post a Comment