6


Merhaba,

Öyle tatsız tuzsuz evden çıkınca metrobüsün oradaki çiçekçiden bi kucak çiçek alıp adliyeye öyle gittim. Her seferinde tam benim arkamdan kaleme giren müdüre "OoooOOoo ama saat kaç oldu yaa, taş mı yesin bu millet arkadaş, senaryomuz çalınsa şikayet edecek bir tane bile müdür yok bıdır da bıdır bıdır da bıdır" diye bir saat söylenip tutuklanmanın eşiğine jhsjhfgjh şaka şaka çiçeklerle yırttım açıkçası, ya da beni sevdikleri için de olabilir.

Bi keresinde de yine bu savcılıkta çantamı bıraktım, sırt çantamda ofisi ve evin bir kısmını taşıyan bir insan olduğumdan çantam da epey ağır, dönüşte almaya gittim, çantayı uzatırken müdür "Yav ne var bunun içinde avukat hanım senden ağır bu" dedi, "Eski kocalarımın cesetleri var müdürüm kesip kesip koydum adamları içine" dedim djhfjsdg bi saat söylendi "Cık cık cık savcılık kaleminde dediğine bak cık cık cık", bir yandan da gülüyor, ay napim sıkılıyorum, öf.

Ama adliyede yapmayı ennn sevdiğim iki şaka var, birincisi vezneye dava harcı yatırırken "Abi hep sizden açıyoruz davaları" falan deyip indirim istemek (henüz yaptıramadım) dshgjsd ikincisi de kalemlere girip yauuuu herkesin de suratı mahkeme duvarı gibi zaaaaa demek hdgjh her seferinde en çok kendim güldüğüm bu mükemmele yakın şakalarımla artık ben de çağlayan adliyesindey

Kalemi pazartesi sabah sabah çiçeklerle donattık, sende şişe var mı, bunu vazo yapalım mı falan derken benim de keyfim yerine geldi biraz. İşlere giriştim, bir vazgeçme dilekçesi (şikayetimden vazgeçtim ama sizden vazgeçmem savcım............) bazı akıl almalar (savcım ne yapalım yıldız tilbe gibi adliyenin önünde bağıra bağıra delikanlım mı söyleyelim dikkatinizi çekmek için artık?) birtakım dosya taramalar falan derken çıktım. Adliyeden ofise yürüdüğüm o yolu da o kadar sevmiyorum ki bu arada, bir tane ağaç yok, yazın çöl gibi olur, kışın hayvan gibi eser, her taraf çukur, ayağın girer su dolar, arabaların nereden çıkacağı belli olmaz, sen kaldırımdasındır DADAAAAT diye korna çalar,  mecidiyeköy sen nasıl bir cehennemsin aslanım, anlatırken bile içim sıkıldı. Neyse ofiste kızlar çay demlemiş. Sonra işte çalışmaktan çalışamadım yine, bi mail yazacağım uzlaştırmacı arıyor, onun gönderdiği evrakla uğraşırken maili yarım bırakıyorum, o bitince maili tamamlamaya geçip kenarda açık dilekçeyi hatırlıyorum, ay onu yazayım derken telefon çalıyor, ha durun ben bunu size mail atayım derken öbür maili hatırlayıp onu tamamlamaya geçiyorum, o esnada telefon çalıyor, ha ben size bunu mail atayım deyip bir önceki maili yazmaya başlıyorum ısısısısısısısısısıs eğlenceli ha, masa tenisinin beyinle oynananı.

Çıktım sonra, mahalleye geldim, bara uğradım, çay içtim, "Yarim Yarim" çaldı onu dinledim.

Eve yürüdüm sonra da mırıldana mırıldana,

"Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim"

İyi geceler,
Özlem









Comments

Post a Comment

Popular Posts