1
Merhaba,
Burnuma giren kedi bıyığının kaşındırması akabinde KARTAL AAAVEEEMEEEE diye bağırarak yataktan fırladığımda saat tam olarak 07:07'ydi. "OOOooooOOOoooOO enişteniz beni düşünme mesaisine erken başlamış ehi" diye sevine sevine yüzümü yıkamaya giderken yolda karşılaştığım bilgisayara, ketıla ve kediye sırasıyla günaydın diyerek açma düğmelerine bastım. (Sizi boş yere meraklandırmak istemem, bu günlük yazınında sıklıkla karşılaşacağınız bazı şeyler hayali olabilir. Mesela enişteniz.)
Burnuma giren kedi bıyığının kaşındırması akabinde KARTAL AAAVEEEMEEEE diye bağırarak yataktan fırladığımda saat tam olarak 07:07'ydi. "OOOooooOOOoooOO enişteniz beni düşünme mesaisine erken başlamış ehi" diye sevine sevine yüzümü yıkamaya giderken yolda karşılaştığım bilgisayara, ketıla ve kediye sırasıyla günaydın diyerek açma düğmelerine bastım. (Sizi boş yere meraklandırmak istemem, bu günlük yazınında sıklıkla karşılaşacağınız bazı şeyler hayali olabilir. Mesela enişteniz.)
Kahvemi alıp masanın başına oturdum, az evvel yataktan fırlarken adını sayıkladığım Avm yetkilileri hakkında yaptığımız şikayet savcılık tarafından düşürülmüştü. Bu karara itiraz için bana verilen 15 günün 17'sini kullanmış olabilirdim ve bu vahim hadise uyanırken aklıma gelmişti. Yoksa bizde biliyoruz yataktan TARKAAAAAAĞĞN diye bağırarak kalkmak dururken sakallı bıyıklı limited şirket ortaklarının adını sayıklayarak kalkmanın saçmalığını.
Kararı tebliğ aldığımız tarihe bakmak için hızlıca mailleri açtım, 22 şubat değil 20 değil, ovvvvvşit 18 değil, geri bas geri bas, offfff 12 Şubat! Sakince takvimi açıp 12 şubatın üzerinden 15 gün geçmiş mi diye bakmak, yapılması gereken en mantıklı hareket olduğu için ben vatsabı açıp sabahın yedibuçuğunda patrona "BAKSANA 12 + 15 KAÇ YANİ TAM OLARAK İKİ HAFTA NE ZAMANDIR GEÇMİŞ BU ZAMANA KADAR O ZAMANDAN YANİ ŞUBATIN 12 SİNDEN ACİL CEVAP ÇÜNKÜ SÜRE KAÇIRDIK DA GALİBA AMA ŞAKA ŞAKA KAÇIRMADIK SADECE BELKİ DEDİM AMA OLABİLİR DE" yazdım.
Sanırım sabahın yedi buçuğu olduğu için olsa gerek patrondan cevap gelmedi ve takvimi açıp hesaplamaya başladım, sanki bana trigonometri arkadaş o nasıl panik var ya, 12 ile 15'i toplayacağım derken matematiği unutup baştan hatırladım, 12'sinden mi saymaya başlıyorduk, bittiği gün mü bitiyordu sonraki gün mü, falan derken sürenin kaçmadığını anlayıp sakinleştim. Sonra patron aklıma geldi jhdgfjhdg "HE TAMAM YA KAÇIRMADIK BİR ŞEY GÜNAYDIN NAPS" yazdım. Cevap gelmedi.
Tamam dedim şimdi başlasam, iki saate bitse, ben yoldayken onay gelse hop verdim gitti yani ne var bu işler böyle moral bozmuyoruz, başladım. Moral bozmadığım durum da şu he; 2016 yılında adamları şikayet etmişim, savcı soruşturmaya başlamış, ifadeler almış, faturalar sunulmuş, insanları dinlemiş, sayılarca bilirkişiden raporlar gelmiş gitmiş, polis tutanakları girmiş, savcı düşünmüş, incelemiş, tartmış, tüm evrakları masaya yatırmış, değerlendirmiş ve demiş ki "Kovuşturmaya yer yok, düşürüyorum." Ben napacağım, iki saatte tüm bu süreci ve savcının bu fikrini çürüteceğim :)))))) Akşam sigara almaya uğradığım bakkal her gün ne demekten vazgeçmiyor peki? "Abla ben var ya o kadar çok konuşuyorum ki avukat olsam hepinizi satın alırım." :)))
El mahkum başladım,
AÇIKLAMALAR: "Savcım şimdi tam olarak öyle demeyelim de....." delete, delete, baştan. "Şimdi Sayın Savcım, esasında var ya olaylara bak he :)))" sil sil, baştan. "Savcım Allahın adını veriyorum haksızsam haksızsın de bak." sil sil tutuklandık sil.
Zorlaya, iteleye hakikaten 2 saat dolmadan hem hazırlandım hem dilekçeyi bitirdim. MÜŞTEKİ: Aşırı haklı ben (Tek göze kalem çekilmiştir)
ŞÜPHELİLER: Birtakım haksız abiler (Saçın önü fönlenmiştir)
KONU: OBJEKŞINNN (Pijama üstüne gömlek giyilmiştir)
AÇIKLAMALAR: Ohooooooo neler dönmüş ya vay arkadaş :))) (Pijama çıkarılmış etek giyilmiştir)
NETİCE VE TALEP: Savcım iki gözüm önüme aksın bak yalanım vars (Evden çıkılmıştır)
İn rıhtıma bas 130 Ş'ye akbili, yardır. Yardır mı, sanki ben sürüyorum. Heyecanlandım afedersiniz. Sakince oturup bazı çok güzel cümleler okudum aslında. "Kendi tavırlarının doğruluğundan mutlak bir şekilde emin olduklarını iddia edenler tehlikelidirler."* "Ey yaşam, hoş geldin! Milyonuncu kez gidiyorum karşılamaya deneyimin gerçekliğini, ve dövmeye ruhumun örsünde soyumun yaratılmamış vicdanını"**
Adliyeden bir durak evvel indim, hep böyle yapıp müzik dinleyerek biraz yürüyorum, yani esasında pek güzel bir yol değil ve üstelik hastane durağında iniyorum ama olsun, o aradaki bir durak yürüme esnasında içtiğim tek sigara ve dinlediğim şarkılar belki adliyeye gülümseyerek girmeme, güvenlikle illa sohbet etmeme, bu nedenle onların bana artık kimlik yerine hatır sormalarına, o nedenle benim daha çok gülümsememe, içeri girip her şeyi sakince gülümseyerek halletmeme, her istediğimin zamanında ve istediğim şekilde olmasına yarıyordur. Yarıyor.
Her şey zamanında, sakince ve istediğim gibi halloluyor. Herhangi bir devlet kapısında tek bir gününüzü geçirmişsinizdir şimdiye kadar değil mi, hah, adliyeler işte o devlet kapılarının en ağır olanlarından biridir. İçeride öylesine ve bir anlık rastladığınız yüzlerden tutun her gün gördüğünüz insanlara, duvarlara, asansörlerine, çay ocağına kadar, farklı bir ağırdır ve özellikle bu aralar içinde adalet tanımı olan insanlara daha bir batar bu ağırlık. Ama sakin oluruz. Evde kedi yemek bekler. Gülümseriz. Güvenliğe hoşçakalın der, Tarık Abi'ye sataşır, montu alır çıkarız.
Ay sonlara doğru bir hislenme geldi bana neden öyle oldu onu sonra anlatırım. Anlatacak ne çok şey var. Yarın görüşürüz. (Bu cümleyi sırf kendime baskı oluşturmak için yazdım.) Hoşçakalın.
Özlem
Ps: Mesleki terimler vs konusunda eğer anlaşılmaz gidiyorsam uyarsanıza, ayarı tutturamıyor, çok teknik konuşuyorsam düzeltmeye çalışam (sevgiler)
Bir tane daha Ps: Karşı taraf vs gibi bilgileri elbette salladım, sallayacağım.
*Rollo May - Yaratma Cesareti
**James Joyce - Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi
yaaaay inanilmaz sevindim hakkaten yazmaniza yarin bekliyoruz :))
ReplyDeleteAy olley ya
ReplyDeleteAllaaaaah ilk kez bi siteyi yer imlerine ekledim. Seni cok seviyom.
ReplyDelete